Yargıtay Kararları Işığında Uyuşturucu Madde Ticareti Suçunun Oluşma Şartları ve Cezası

 

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 188. maddesinde düzenlenmiş olup, toplum sağlığını ve güvenliğini tehdit eden ciddi suçlardan biridir. Bu suçun oluşumu ve cezalandırılması, Yargıtay'ın istikrar kazanmış içtihatlarıyla şekillenmektedir.

 

Uyuşturucu Madde Ticareti Suçunun Oluşma Şartları

 

Uyuşturucu madde ticareti suçunun oluşabilmesi için kanunda belirtilen fiillerden birinin gerçekleştirilmesi gerekmektedir. TCK'nın 188/1. maddesi uyarınca bu fiiller; uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç etmek, TCK'nın 188/3. maddesi uyarınca ise uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ülke içinde satmak, satışa arz etmek, başkalarına vermek, sevk etmek, nakletmek, depolamak, satın almak, kabul etmek veya bulundurmak olarak sıralanmıştır.

Yargıtay kararlarında bu fiillerin yorumlanmasında dikkat edilen önemli noktalar şunlardır:

  • Ticari Amaç: Uyuşturucu madde bulundurmanın kişisel kullanım mı yoksa ticari amaçla mı olduğu, suçun vasfını belirleyen temel ayrımdır. Yargıtay, bu ayrımı yaparken; bulundurulan maddenin miktarı, ele geçirilme şekli, paketleme biçimi, uyuşturucunun konulduğu yer, sanığın geçmişi, iletişim kayıtları gibi somut delilleri esas almaktadır. Örneğin, küçük miktarlardaki uyuşturucunun tek parça halinde ele geçirilmesi genellikle kişisel kullanım lehine yorumlanırken, farklı paketler halinde, hassas terazi veya paketleme malzemeleriyle birlikte yakalanması ticari amaca işaret edebilir.

  • Fiilin Gerçekleşmesi: Suçun oluşumu için maddenin elde edilmiş olması ve kanunda sayılan ticari eylemlerden birinin tamamlanmış olması gerekir. İmal, ithal, ihraç gibi fiillerde sonucun gerçekleşmesi aranırken, satma, nakletme, depolama gibi fiillerde ise bu eylemlerin yapılmış olması yeterlidir.

  • Kast: Failin uyuşturucu veya uyarıcı madde olduğunu bilerek ve isteyerek bu fiilleri gerçekleştirmesi, yani doğrudan kast ile hareket etmesi gerekmektedir. Yargıtay, failin maddeyi bilmeden veya iradesi dışında bulundurması durumunda suçun oluşmayacağını belirtir.

 

Uyuşturucu Madde Ticareti Suçunun Cezası

 

TCK'nın 188. maddesi, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun farklı fıkralarda farklı cezalarını düzenlemiştir. Bu cezalar, suçun niteliğine, işleniş biçimine ve maddenin türüne göre değişiklik göstermektedir:

  • Temel Ceza (İmal, İthal, İhraç): Maddenin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç edilmesi halinde fail hakkında yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası öngörülmüştür (TCK m. 188/1).

  • Ticari Fiiller (Satma, Nakletme vb.): Maddenin ülke içinde satılması, satışa arz edilmesi, başkalarına verilmesi, sevk edilmesi, nakledilmesi, depolanması, satın alınması, kabul edilmesi veya bulundurulması halinde, fail hakkında on yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmi bin güne kadar adli para cezası verilir (TCK m. 188/3).

  • Nitelikli Haller: Suçun belirli nitelikli hallerde işlenmesi durumunda cezalar artırılmaktadır. Bunlardan bazıları:

    • Suçun üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi (TCK m. 188/4-a).

    • Suçun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi (TCK m. 188/5).

    • Maddenin çocuklara verilmesi, satılması veya temin edilmesi (TCK m. 188/4-b).

    • Suçun okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi eğitim, sağlık, askeri veya dini amaçla toplu bulunulan yerlerde veya bunların yakınında işlenmesi (TCK m. 188/4-c).

    • Suçun belirli meslek gruplarının yetkilerini kötüye kullanarak işlenmesi (TCK m. 188/4-ç).

Yargıtay, nitelikli hallerin uygulanması konusunda da titiz davranmakta, her bir durumun somut koşullarını ayrı ayrı değerlendirmektedir. Örneğin, "örgüt faaliyeti"nin varlığı için hiyerarşik bir yapı, süreklilik ve belirli bir amaç etrafında birleşme gibi unsurların bulunup bulunmadığına bakılır.

 

Yargıtay Kararlarında Sıkça Rastlanan Durumlar ve Uygulamalar

 

Yargıtay'ın uyuşturucu madde ticareti suçuna ilişkin kararları, uygulamaya yön veren önemli prensipleri ortaya koymaktadır:

  • Delillerin Hukuka Uygunluğu: Yargıtay, ceza yargılamasında hukuka aykırı yollarla elde edilen delillerin hükme esas alınamayacağını kesin bir dille belirtmektedir. Özellikle arama ve el koyma işlemlerinin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı, bu açıdan büyük önem taşır.

  • Maddenin Miktarı ve Cinsi: Ele geçirilen uyuşturucu maddenin miktarı ve cinsi, hem suçun vasfının belirlenmesinde hem de cezanın tayininde önemli bir faktördür. Yargıtay, uyuşturucunun saf halinin mi yoksa brüt halinin mi esas alınacağı gibi teknik konularda da bilirkişi raporlarına başvurulmasını zorunlu görmektedir.

  • Etkin Pişmanlık: TCK'nın 192. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümleri, uyuşturucu madde suçlarında önemli bir indirim nedeni olarak karşımıza çıkmaktadır. Failin suçun ortaya çıkmasına veya suçluların yakalanmasına hizmet etmesi halinde cezasında indirim yapılabileceği gibi, bazı durumlarda hiç ceza verilmeyebilir. Yargıtay, etkin pişmanlığın samimi ve etkin olup olmadığını dikkatle değerlendirmektedir.

  • Adli Kontrol ve Tutuklama: Uyuşturucu madde ticareti suçları, CMK'da tutuklama nedenleri arasında sayılan katalog suçlardandır. Yargıtay, bu suçlarda kuvvetli suç şüphesinin varlığı halinde tutuklama kararlarını hukuka uygun bulabilmektedir.


Sonuç olarak, uyuşturucu madde ticareti suçu, hem kanuni düzenlemeler hem de Yargıtay içtihatları ışığında oldukça karmaşık ve detaylı bir yapıya sahiptir. Suçun oluşum şartlarının tespiti ve cezanın belirlenmesi, somut olayın tüm delilleriyle birlikte titizlikle incelenmesini gerektirmektedir. Toplum sağlığına verdiği zarar düşünüldüğünde, bu suçla mücadele hem yasal hem de adli merciler için öncelikli bir konudur.