İşçinin Haklı Nedenle Fesih Hakları: İş Kanunu ve Yargıtay Kararları Işığında Bir İnceleme
İş sözleşmesi, işçi ve işveren arasında karşılıklı hak ve yükümlülükler doğuran bir hukuki ilişki türüdür. Bu ilişkinin taraflarından biri olan işçinin, belirli şartlar altında iş sözleşmesini haklı nedenle feshetme hakkı bulunmaktadır. Bu makalede, 4857 sayılı İş Kanunu hükümleri ve Yargıtay kararları ışığında işçinin haklı nedenle fesih halleri detaylı bir şekilde incelenecektir.
I. İş Kanunu'nda İşçinin Haklı Nedenle Fesih Halleri
4857 sayılı İş Kanunu'nun 24. maddesi, işçinin haklı nedenle fesih hallerini üç ana başlık altında düzenlemektedir:
- Sağlık Sebepleri: İşçinin sağlığı, işin yapılmasına sürekli olarak engel teşkil ediyorsa veya işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı için tehlike oluşturuyorsa, işçi iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebilir. Bu durum, işçinin işyerinde geçirdiği bir kaza sonucu çalışamaz hale gelmesi veya işin doğası gereği ortaya çıkan bir meslek hastalığı gibi durumları kapsar.
- Ahlak ve İyi Niyet Kurallarına Aykırılık: İşverenin, işçinin veya ailesinin şeref ve namusuna dokunacak davranışlarda bulunması, işçiye karşı suç işlemesi veya işçiyi kışkırtması, işçinin ücretini ödememesi veya eksik ödemesi, işçiyi yanıltarak sözleşme yapmaya zorlaması gibi durumlarda işçi haklı nedenle fesih hakkını kullanabilir.
- Zorlayıcı Sebepler: İşyerinde işin durmasını gerektirecek zorlayıcı sebeplerin ortaya çıkması durumunda işçi, iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebilir. Bu sebepler, deprem, sel, yangın gibi doğal afetler veya savaş, salgın hastalık gibi olağanüstü durumlar olabilir.
II. Yargıtay Kararlarının İşçinin Haklı Fesih Hakkına Etkisi
Yargıtay kararları, İş Kanunu'nun 24. maddesinde belirtilen haklı fesih hallerinin yorumlanması ve uygulanmasında önemli bir rol oynamaktadır. Yargıtay, işçinin haklı fesih nedenlerini değerlendirirken somut olayın özelliklerini dikkate almakta ve işçi lehine yorum yapmaya özen göstermektedir.
Önemli Yargıtay Karar Örnekleri:
- Ücretin Ödenmemesi: Yargıtay, ücretin düzenli olarak ödenmemesini işçi açısından haklı fesih nedeni olarak kabul etmektedir. Hatta, ücretin bir kısmının eksik ödenmesi veya geç ödenmesi dahi haklı fesih nedeni sayılabilir. (Yargıtay 9.HD. 15.2.2010 gün, 2008/16869 E, 2010/3345 K)
- İşverenin Kötü Davranışları: Yargıtay, işverenin işçiye yönelik sözlü veya fiziksel tacizini, mobbing uygulamasını veya ayrımcı davranışlarını haklı fesih nedeni olarak değerlendirmektedir.
- İş Güvenliğinin İhlali: İşyerinde iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınmaması veya yetersiz alınması, işçinin sağlığını tehlikeye atması durumunda işçi haklı nedenle fesih hakkını kullanabilir.
- Hak Düşürücü Süre: Yargıtay kararlarında, haklı fesih nedeninin devamlı olması durumunda hak düşürücü sürenin işlemeyeceği belirtilmektedir. Örneğin, ücreti ödenmeyen işçi, ödeme yapılmadığı sürece her zaman haklı nedenle iş sözleşmesini feshedebilir.
III. İşçinin Fesih Usulü ve Sonuçları
İşçi, haklı nedenle fesih hakkını kullanırken yazılı bir bildirimde bulunmak zorunda değildir. Ancak, ispat açısından yazılı bildirimde bulunulması tavsiye edilir. İşçi, haklı nedenle fesih hakkını kullandığında, ihbar tazminatı alamaz ancak kıdem tazminatına hak kazanır.
Sonuç
İşçinin haklı nedenle fesih hakkı, iş ilişkisinin adil ve dengeli bir şekilde yürütülmesini sağlamak açısından önemli bir güvencedir. İş Kanunu ve Yargıtay kararları, bu hakkın kapsamını ve uygulanmasını detaylı bir şekilde belirlemektedir. İşçilerin, haklarını bilmeleri ve gerektiğinde kullanmaktan çekinmemeleri önemlidir. Ancak, her somut olayın kendine özgü koşulları dikkate alınarak bir hukuk uzmanına danışılması en doğru yaklaşım olacaktır.
Av. Abdulkadir BELER